26 Aralık 2009 Cumartesi

kadıköy'de çınarın altında köfte yesek..



kadıköy'de ara sokaklarda aniden karşıma çıkan bir köfteci, hele ki "ev köftesi" kelimesinin damağımda yarattığı o titreşim yok mu, dayanamıyorum ona işte.. dalıverdim içeri.. salı pazarından boğaya çıkarken sağda, yapı kredi'nin yanından içeri girince.. sabah yedide başlayan çorbaya öğlene doğru köfte ve sıcak yemekler eşlik ediyor. akşam bu saatte sadece köfte vardı; en sevdiğim şekilde :)



kadın eli değdiği hemen belli oluyor, ben içeri girdiğimde az sonra göreceğiniz sütlaçları sıcak sıcak yapıp mekandan ayrılan hanfendi mekanın sahibi sanırım. bir kaç metal masası olan küçük bir mekan burası. gerçi insan masalar ahşap olsaydı demeden edemiyor..



7 liradan bir porsiyonda altı adet olan köftelerimiz biraz küçük ama leziz. bir buçuk porsiyon paklar bi dahaki sefere bu bünyeyi.. patatesler tam da hep dediğim gibi köfteler kızarırken odun ateşinde, yeni kızardı benim için. öğleden  kalmış pateates yememek gerçekten güzel.. biberin de hakkı verilmiş.. ha bir de, temizdir muhtemelen ama, keşke o minik sosluğu patateslerin üzerine koymasaydınız dediydim..



ve işte sütlaç, en huzurlu tatlı sütlaç.. fırın olmasa bile, fırından yeni çıkmıştı, henüz sıcaktı ve benim karşı koyabileceğim noktada değildi.

köfteniz bol olsun efendim..

9 Aralık 2009 Çarşamba

öğleden sonra ıssızlığında hain köfteyle başbaşa..



yağmurlu bir öğleden sonrası. tüm çalışanlar köftelerini yemişler. ofiste rehavet içinde çalışmakla çalışmamak arası kararsızlık yaşadıkları saatlerde vardık hain köfteye.. 1999'da kurulmuş 100 yıllık köfte tecrübesine sahip   hain köfte doğuş power center'ın tam karşısındaki bloklarda..





yazın çok keyifli olduğunu vaadeden bu ufak verandadan içeri süzüldüğümüzde oldukça boş ama bi o kadar da (bu da ne demekse..) şık mekan bizi karşılıyor. çoktan öğleden sonra temizliğine başlamışlar bile.

bunun bi yolunu bulmalı bence müessese.. çocukluktan beri bulunduğum mekanda aynı zamanda temizlik yapılmasından pek hoşlanmıyorum..

siparişlerimizi veriyoruz.. 15-20 dakika sürer diyince ufak çaplı bir şok geçiriyorum. "sipariş üzerine yapılıyor da köfteler" e ama zaten öle olmaz mı ki? yoğurma kısmından mı bahsediyorlar acaba? arayı süzme mercimek çorbasıyla dolduruyoruz.. neden süzülür ki canım mercimek çorbası.. atılır mı gerisi? derken çorbalar geldi..



sekiz adet köfte, ikea köfteleri gibi top top geldiği anda zaten sempatimi kazandılar.. yanlarında uzanan biber turşuları ve sade pilav ile birlike umursamazca uzanıyorlardı tabakta.. biber turşusuna itiraf etmem gerekirse bayılmam. ama bu köftelerle güzel gitti doğrusu.. ancak o pilav.. ah o pilav.. daha önce başka bir köftenin yanında eleştirdiğimiz "soğuk yancı" sorunsalı burda da karşımıza çıkmıştı.. turşu tamam ama pilav soğuk olmamalıydı..




köfte, öncesinde edindiğimiz çorba ile birlikte görevini lezizce yapmıştı. hayalkırıklığı yaşamadan mekandan ayrılıyoruz ancak efsane olmaya henüz uzak..

biri levent'te olmak üzere üç dükkanda hizmet veren hain köftede servis 11:00 gibi başlayıp akşam 20:30'lara kadar devam ediyor.. fiyatlar makul ortalamalarda..



bir başka köftede tekrar görüşmek üzere afiyet olsun.. lezzetli köfte her yerde olabilir, dükkanda, el arabasında ya da komşu teyzede.. fırsatları harcamayın..  :)

23 Ekim 2009 Cuma

sultanahmet'te olmayan sultanahmet köftesi

mercan yokuşundan yukarı çıkarken sağda sıkışıp kalmış minik bir dükkan.. gerçi oralarda dükkanlar genel olarak bu ebatlarda.. en gerçek köfteciler bence bunlar.. 1972den beri köfte pişiriyorlarmış, babadan devirle aynen devam 35 senedir.

sabah 7de açılan dükkanda tabi ki köfte için öğlen servisini beklemeniz gerekiyor, ama çorba verebiliriz. akşam da 16-17 dedi mi dükkan kapanır. tam bir esnaf lokantası haliyle.. porsiyon köfte 5,50 tl. sorunsuz, lezzeti başarılı.

bu noktada bir paragraf açıp köfte garnitürünü tartışmak istiyorum. köfte ne kadar başarılı olursa olsun, yanında sunduğunuz garnitür köftenin başarısını gölgeleyebiliyor. ısı farkı, ıslaklık farkı vs. ayarı tutturmak çok önemli, göz doymalı, ama lezzet bulanmamalı..

uzun zamandır görmediğim bir sahneyle bu köfteye son veriyorum, bana salaş yol lokantalarını hatırlattı. yanyana dizilmiş meşrubatlar garsonu saymaktan sizi karar verme derdinden kurtarır :)

afiyet olsun..

12 Ekim 2009 Pazartesi

filibe de neresi?

o kadar küçük ki.. hani nerdeyse köfte arabasından biraz büyük.. ve o kadar sevimli bir mekan ki..
filibe köftecisini şimdi utanarak söylüyorum ki "filibelli" olarak anlamış ve o şekilde sora sora bulmuştum. yeri de o kadar kolay.. sirkeciden yukarı dümdüz çıkarken solda..

aldanmayın, bu tabak bir buçuk porsiyon.. anca yeteyor hele ki karnınız açsa.. köftelerin lezzetine diyecek yok, biraz köfte tutkunuz varsa müptela olmanız işten değil.. soğanın kıvamı da yerinde.. piyaza hiç gerek yok, şart değilse almayın, çiçek yağı ile zaten, köftenin lezzetini bulandırıyor.. onun yerine közde domates bile daya iyi olur..
mekanın çalışma saatleri de minimal.. öğlene doğru 11de başlıyor, 16 gibi bitiyor, hatta çoğu zaman daha erken.. işinizi şansa bırakmayın..

köftenin porsiyonu 7 lira.. piyaz 3 lira.. afiyet olsun efendim..

5 Ekim 2009 Pazartesi

iznikte adapazarı..


iznik'te meşhur adapazarı köftesinin ne işi var, bizim o köftecide ne işimiz var kısmına pek girmek istemiyorum aslında. ama bayramda köftecim imren kapalıydı diyeyim sadece. ne yani o kadar yol gidip de köfte yemeden mi gelecektik..

imrenin kapalı olmasıyla suratım asılmıştı.. çarşıya yakın sokak arasındaki bu köftecinin önünde durduğumuzda da o keyifsizlik pek kıpırdamadı işin doğrusu.. ancak yapacak bişi de yoktu, köfte yenecekti. bizim gibi motorcu, uzun boylu bir gençti köfteci de.. elbette motor muhabbeti de yapılacaktı, yapıldı..

imren keyifsizliğim biraz geçsin diye önden bir ezogelin istedim ben.. (nasıl bi mantıksa o artık..) lakin çorbanın pek bi etkisi olmadı, çorba tavuksuyu değilse fazla sulu olmamalı bence..

ardından gelen tabaklar önce çorbayı unutturdu, sonra da imrenin kapalı oluşunu.. ıslama köfte kulağa hoş gelmiyor, evet ama allahtan köftelerde değil ekmeklerde söz konusu bu durum.. ıslanıp ızgarada kızaran (nispeten) ekmekler de gayet lezizdi. bir tek insan biberler gibi soğanları da közde istiyor bu tabakta..

günün sonunda köftenin lezzetinden ve tabağın doyuruluğundan memnunduk. son güzel havaların keyfi kapı önünde içilen iyi yolculuklar çayıyla da çıkmıştı. fiyatlara gelince. seyahat etmeninbu tarafını özellikle seviyorum, büyükşehirde alıştığımız fiyatlar gerçekten şaşırtıcı.. bir çorba, iki porsiyon köfte, iki ayran ve yoğurt toplan 15 lira tutmuştu.. tek kişilik hesap istanbulda..

afiyet olsun..

acemi köfteci..

levent'te kanyon avm'nin önünden geçerken mutlaka denk gelmişsinizdir. bir kaç yıldır gözleme yapıp satan abdullah abi, geçen günlerde tezgah sahibiyle bir anlaşmazlığa düşmüş. bir süre sonra olay tatlıya bağlanmış ancak ne hikmetse gözlemeden de köfteye geçiş yapılmış.

henüz tezgah o kadar yeniydi ki, ızgara bile pırıl pırıl parlıyordu. (bu iyi bişi mi emin değilim..)

köfteler hazır şimdilik, yarım ekmeğe dört tane.. ocak da gaz ocağı, tüplü.. hızlıca bişiler yemek isteyen taksicileri düşünerek daha önce kızartıp ufak sahanda beklettiği köfteler direk olarak ekmeğin içine uçmaya başladığında artık müdahale ettim ve en azından biraz ısıtmasını söyledim.

büyük selden bir iki gün sonraydı, dediğine göre bayramdan sonra el yapımı köfteye geçecekti. yarım ekmekte dört köfte de azdı üstelik o boyutta köftelerle.. tezgaha da köftelere de acemiydi, her halinden belli.. gözlemesini yemedim hiç ama umarım sever köfteyi, anlaşılıyor çünkü..

akşamüstü 6'da başlayıp gece 2 civarlarına kadar çalışan tezgahta bu haliyle yarım ekmek köfte 4 liraydı, ayran da 1 lira. şimdi durum değişmiş midir bilemiyorum tabi..

7 Eylül 2009 Pazartesi

istiklal göklerdedir..



nefis bir eksisözlük (#4635848) komikliğine selam ederek bugünün köftesine geldik.. evet, istiklalin orta yerinde, devasa bir self servis salata barıyla sizi karşılayan yüksek tavanlı temiz bir mekan..

1928 yılında makedon iki kardeş, akhisar'da ufak bir dükkanda; tamamen dana etinden mamul, sadece tuz ve soğandan oluşan, yiyene et tadı veren bir köfteyi, altına kepekli bir tür pideyi tereyağında kızarıp doğrayarak yastık yapıp, ızgara edilmiş yeşil biber ve tavada tereyağıyla ısıtılmış domateslerle birlikte sunmuşlar. 1934 yılında ise şimdi hala faal olan yeni yerlerine geçmişler..

şimdi ise 45 noktaya ulaşmışlar..


köfte fiyatları blogumu takip ediyorsanız bileceğiniz üzere, bir çok mekandan daha hesaplı.. sevdiğim bir mantıktır, sürümden kazanmak..


oldum olası salatayı yemektensonra yiyen bir insan olarak barı transit geçiyorum, amacım köfte. ama bar güzel görünüyor, başka bir zaman salata amaçlı denenebilir..

dünyanın en hızlı köfte çeken adamı da bu mekanda..

köftenin alt katındaki pide, köfte yağıyla beslendiği oranda lezzet kazanıyordu. iskenderdeki gibi bir parça kızgın tereyağı ya da sos istiyor insan.. lakin pide olmasa porsiyon tatmin edici değil, bir buçuk şart.. biber de çok diri, daha öldürülmeliydi kişisel damak zevkime göre..


afiyet olsun..

31 Ağustos 2009 Pazartesi

köftenin takımı olmaz..

köftenin takımı olmaz ama beşiktaş'ta siyah beyaz bu köftelerden yemek sizi rencide edecekse sarı kırmızılarından da deneyebilirsiniz. şimdi tam çarşının göbeğindeyiz, köftelerimiz de meşhur.. 1963'ten beri köfteciyiz, ama ne zaman meşhur olduk, işin o kısmı muamma.. balık pazarından az sonra, devasa stilize kartal heykelinden az önce soldaki sokağın içindeyiz.

köftelerimiz gevrek (evet köftede de olur o) güzel pişmişlerdi. iftar saatinden önceki fırtına sessizliğinde uğramama rağmen yarı yarıya da doluydu. bir piyaz eşliğinde porsiyonun göz doyuruculuk endeksi fena değil, ancak bir dahaki sefere bir buçuk söylenecek, not aldım.

dışardaki tek tek masaların aksine içerde uzun kalabalık masalar var, sosyal fobisi olanlara not olarak düşelim. köfte elitizm kaldırmaz, bunu da ayar olarak notun sonuna ilave ettik.

fiyatlar makul, ortalamalarda. yoğurt için biraz daha özenilseydi iyiydi, minik pastörize yoğurtlar bu şöhreti kaldırmaz..

son olarak bir köftecinin gerekli telefon listesinin en başında kim olur? :)

afiyet olsun...

17 Ağustos 2009 Pazartesi

kuzguncuk'ta da köfte var..

işte yılların klas köfte salonu.. kadir abinin yeri.. kuzguncuk ışıklardan girince solda manavın hemen yanında.. farketmemeniz imkansız zaten.. köftelerini yiyince de unutmanız..

geçen senelerde hangi akla uyup bilmem, bir süre kuru temizleme dükkanı açıp, çok şükür ki onu sürdüremeyip tekrar köfteciye dönüş yaptılar..

erken-öğlen bir saatte başlayan servis akşam 10 civarına kadar devam ediyor ama siz yine de işi şansa bırakmayıp daha erken gidin, bazı zamanlar köfte kalmıyor.. piyazı ise genellikle köfteden evvel bitiyor.. bu durudma salataya talim..

köfte her daim leziz, garnitürü biraz az da olsa gerçek zeytinyağı ilaveli piyaz takviyesiyle tatmin edici bir deneyim sağlıyor. ederi 8,50 türk lirası. yemek sonrası kuzguncuk sefası da cabası.. sahildeki çınaraltında nefis türk kahvesi tavsiye olunur..

afiyet olsun..

31 Temmuz 2009 Cuma

uzun baca, uzun bıyık..

beşiktaştaydık dün gece. üst geçit ve alkım kitabevinin yanından girdik ve caddeboyundaki köftecilerden birinde durduk. oldukça uzun bacasıyla dikkat çeken arabadaki bu yapılanma komşular rahatsız olmasınlar diyeymiş. bir an radyo yayını yaptıklarından da şüphelenmedik değil. köftelerin etlerini de aldığı kasabın önüne gece 22'den sonra çıkan ibrahim balta 20'den itibaren hemen sokak içinde hazırlıklarına başlıyor. daha önce sokak içinde dükkan da işleten ibrahim abi 50 yıldır oralarda, genç görünmesinin sebebi saç boyası :)

köfteleri beklerken sohbet etme fırsatı buluyoruz, geçmişini tüm samimiyetiyle anlatıyor. şimdilerde beraber köfte işini yaptıkları nazmiye hanımla tanışıp evlenene kadar oldukça hareketli bir geçmişi olmuş kendisinin, şimdilerde durulmuş.

nazmiye hanımın kendi yaptığı köfteleri elemanları pişiriyor. yarım ekmek içinde beş köfte ve dilediğince gerçekten közlenmiş biberle teslim alan kişi, hemen yandaki açık büfeden özgürce soğan, domates, biber, kekik, maydonoz doldurabiliyor ekmeğine. ederi 4 lira.

ayranın 1 lira olduğu müessese hijyen konusunda da gayet iyi durumda.

22'de başlayan servis sabah 06-07'lere kadar devam ediyor. ağırlıklı olarak öğrencilerin oluşturduğu müşterilerin arasında paket yapıp eve götüren ev hanımları da dikkat çekiyor. ibrahim abi müşterilerle yakın temasta olmayı seviyor, müessesenin ikramı olan çayı içmeden kalkmak da yürek istiyor. (bkz. ibrahim abinin bıyıkları)




30 Temmuz 2009 Perşembe

izmire gideriken gölyazıdan geçeriken..

bursa otobanından çıktıktan bi süre sonra insan acıkır ya hani.. uluabat gölünün kıyısında ama yolun karşısında aniden gözünüze çarpar gölbaşı köftecisi.. tereddütsüz çekersiniz sağa, serin hafif esintili verandaya kurulursunuz. köfte, evet köfte!

hafif esintili bir veranda. erken öğlen bir vakit olduğu için yollar kadar veranda da sakin. ben gideren hareketlenmeye başlamıştı.

göl, yolun karşısında.

ve köfteler çok gecikmeden gelir. 24 saat açık olan müessesede her saat köfteye ulaşmak mümkün. yoğurt lezzetli, lakin araç kullanacaksanız ve uyku yaparsa bünyenize, dikkatli olun. közlenmiş biber güzel detay, şöyle bir ızgaradan geçirilmiş yalancı közde biberden hiç hoşlanmam, yapma o vakit. közde biber ölmüş olmalı..


köfte porsiyonu açlık durumunuza göre kesmeyebilir. yoğurt ve ekmek takviyesi, ya da köfteyi bir buçuklatmak olası. bir porsiyonu 6,50 lira, gayet makul. lezzeti tatmin edici. köftenin kıymasal herhangi bir sorunu yok. yola mutlulukla devam edebiliriz artık, afiyet olsun.

24 Nisan 2009 Cuma

çukurcumada hisko, kardeşlerin en iyisi

tabi bu kendi iddiası, kardeşlerinin köftesini yemişliğimiz yok. fransız sokağının alt girişine gelmeden hemen sağda. 1976 dan beri aynı dükkanda, öncesinde daha aşağıda yine yakınlardaymış. bütün kardeşleri bu işin içindeymiş, evveliyatında beraber de çalışmışlar ama tövbe edip şimdi sadece kızkardeşiyle yapıyorlar köfteleri.

köftenin dışında pirzola gibi et mamülleri ve birkaç çeşit ev yemeği de bulmak mümkün. ama esas hüneri köfte.

pek iddialı olmayan patates kızartması ve pilavın da bulunduğu tabağı közde biber ve ekmek kızartması şenlendiriyor. piyaz ise ne yazık ki ayçiçek yağıyla.. köftesinin formülünü "1 kilo kıymaya 100 gram ekmek" olarak açıklıyor ama başka hiç bir şey koymadığına kasabının bile inanmadığını ekliyor.

bu köfte tabağı ve piyaza ödenecek rakam 1o lira. sabah 10-11 gibi açılan dükkan gece de yine aynı saatlerde kapanıyor. haber yaptığım her köfteciye tekrar uğradığım gibi bir öğlen saatinde tekrar uğramak üzere ayrılıyorum. afiyet olsun :)