1928 yılında makedon iki kardeş, akhisar'da ufak bir dükkanda; tamamen dana etinden mamul, sadece tuz ve soğandan oluşan, yiyene et tadı veren bir köfteyi, altına kepekli bir tür pideyi tereyağında kızarıp doğrayarak yastık yapıp, ızgara edilmiş yeşil biber ve tavada tereyağıyla ısıtılmış domateslerle birlikte sunmuşlar. 1934 yılında ise şimdi hala faal olan yeni yerlerine geçmişler..
şimdi ise 45 noktaya ulaşmışlar..
köfte fiyatları blogumu takip ediyorsanız bileceğiniz üzere, bir çok mekandan daha hesaplı.. sevdiğim bir mantıktır, sürümden kazanmak..
oldum olası salatayı yemektensonra yiyen bir insan olarak barı transit geçiyorum, amacım köfte. ama bar güzel görünüyor, başka bir zaman salata amaçlı denenebilir..
dünyanın en hızlı köfte çeken adamı da bu mekanda..
köftenin alt katındaki pide, köfte yağıyla beslendiği oranda lezzet kazanıyordu. iskenderdeki gibi bir parça kızgın tereyağı ya da sos istiyor insan.. lakin pide olmasa porsiyon tatmin edici değil, bir buçuk şart.. biber de çok diri, daha öldürülmeliydi kişisel damak zevkime göre..
5 yorum:
kesmiyor adamı köfteleri kesinlikle...porsyon nedense az geliyor bana her seferinde...
aman Allahim, harika bir blog. cennete mi dustum dedim kendi kendime. hayatta en sevdigim sey koftedir. gurbette beni tam kalbimden vurdun. fotograflarda cok lezziz.
ne mutlu köftenin kokusu oralara kadar ulaşmış :)
Suadiye'deki Ramiz neyse ki selfservis değil; ama acaba fiyatlar farklı mıydı? Kalmamış belleğimde...
Ah bir de Köfteci Ramiz'in taklidi var :D Köfteci Rasim miydi ne?! Tabela renklerinden tutun da "şehre" dek :)
kesinlikle pahalı diyorum. çok güzel kofteler tartışmam ama porsiyona 2 köfte daha atsalar tam süper olacak. kesmeyip iki tane yersen fazla oluyor. bilmem ben.öyle işte
Yorum Gönder